Bir savaş sanatları geleneği olarak HEMA ve tarihi eskrim, pek çok Usta tarafından hem çok benzer, hem de birbirinden farklı yöntemlerle öğretilmiş, yüzyıllar içerisinde bilgini aktarımı sıkça kesintiye uğramış ve bazı zamanlar azalan ilgi ile gözden düşmüştür. Bu sebeple sürekli olarak bir Ustadan sonraki nesillere kesintisiz şekilde aktarılmış bir gelenekten bahsetmek mümkün değildir. Ancak geçmiş dönemlerde yaşamış Ustalardan, Maestro‘lardan günümüze ulaşan yazılı kaynaklar bize bu konuda ışık tutmaktadır.
Özellikle erken dönemler için, el yazmaları (manuscript), dövüş kitapları (Alm. fechtbuch) gibi yazılı kaynaklar kadar, günümüze daha yakın tarihlerde, özellikle Napoleon ve sonrası dönemde yarı profesyonel ordularda askerlerin ve subayların eğitimleri için hazırlanan askeri eğitim kitapları da HEMA için birincil dereceden kaynaklardır.
Günümüzde uygulandığı sportif şekliyle modern (olimpik) eskrim de, her ne kadar savaş sanatı yönünden tamamen körelmiş ve puana dayalı bir spora dönüşmüş olsa da, kılıç ve vücut mekanikleri, zaman (tempo), mesafe (mesure) gibi kılıç kullanım teorisine dair kavramların unutulmadan günümüze kadar süregelmesini sağladığı için değeri yadsınamaz bir yan kaynaktır.
Geçmişten günümüze pek çok Usta, sistem ve yazılı kaynak ile zengin bir kültür mirasına sahip HEMA ve Tarihi Savaş sanatları alanında en eski ve isimleri en sıklıkla anılan 2 ustası, Alman tarihi kılıç geleneğinin Büyük Ustası Johannes Liechtenauer ve İtalyan Fiore de’i Liberi’dir.
HEMA geleneğinde farklı dönemler için farklı silahlar, farklı Ustalar ve farklı terminolojiler kullanılır. Erken dönem kaynaklarında (14-16.yy) yaygın olarak bahsedilen silahlar tek ve çift elli kılıçlar, mızrak, kılıç ve kalkan ile dövüş teknikleri yaygınken, ilerleyen dönemlerde uzun kılıcın kullanımı azalmış ve ve rapier/sidesword, eğri kılıç (sabre) gibi silahların kullanımı ve eğitimleri yaygınlaşmıştır. Erken dönem için genellikle Alman ve İtalyan geleneklerinin baskın olduğu ve terminolojinin, özellikle uzun kılıç teknikleri açısından Almanca ve İtalyanca olduğu söylenebilir. Özellikle Rönesans ve sonrası dönemde ise, farklılaşan silahlar ve günümüze ulaşan yazılı kaynakların artması ile birlikte İtalyanca, İspanyolca, Fransızca ve İngilizce terminolojilerin de kullanılmaya başlandığını görürüz.